30 Eylül 2022 Cuma

DAVUTOĞLU: CHP’DEN BİRİNİN ADAYLIĞINI KONUŞMAK KILIÇDAROĞLU’NA NEZAKETSİZLİK”

 DAVUTOĞLU’DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR:

“CHP’DEN BİRİNİN ADAYLIĞINI KONUŞMAK KILIÇDAROĞLU’NA NEZAKETSİZLİK”

(YAVAŞ’IN ADAYLIĞI) CHP’NİN İÇ MESELESİ”

“ADAYLARIN ÇEŞİTLENMESİ FELAKET OLMAZ”

“GÖRÜŞ AYRILIKLARI YÜZÜNDEN MASA DAĞILMAZ”

“PAZAR GÜNÜ ADAYLIK KONUSU AÇILIRSA KONUŞULUR”


Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun odasındayım…

Önceden röportaj diye sözleşmesek de.

İş röportaja evriliyor…

Davutoğlu’na muhalefet masasındaki malum tartışmayı hatırlatıyorum…

“Başka bir parti mensubunun adaylığı konusunda görüş ortaya koymayı siyasi olarak etik bulmuyorum” diyor.

Benim yorumum…

Hedefinde İyi Parti Genel Başkanı Akşener var.

Çünkü cümlenin devamını dinleyince….

Davutoğlu diyor ki:

“En azından Sayın Kılıçdaroğlu’na dönük bir nezaketsizlik”

Hatırlayalım…

Akşener, “Yavaş ve İmamoğlu aday gösterilirse ben varım” demişti…

Devam edelim….


“KILIÇDAROĞLU MESAİ ARKADAŞIMIZ”

Davutoğlu ile sohbetimiz yarım saat sürdü…

Yıllardır tanırım kendisini.

Sözünü sakınır aslında.

Ama bu kez sanki bazı mesajları vermek istedi…

İmamoğlu ve Yavaş’ın adaylıklarının konuşulmasına…

CHP’nin iç meselelerine kadar…

Ak Parti genel başkanıyken…

Kılıçdaroğlu ile.

Koalisyon müzakerelerinde ciddileştiği için sertçe eleştirilmişti.

Yani.

Kılıçdaroğlu ile dostluğu konuşulmuştu.

CHP Lideri için “mesai arkadaşım” dedi bu kez de…

CHP’li iki belediye başkanının adaylıklarının konuşulması için…

“Bu masanın değil CHP’nin iç meselesi” diyor Davutoğlu:

“Kılıçdaroğlu mesai arkadaşımızdır. (Partisinden) başka ismin adaylığı gündeme gelecekse bize o getirir. Parti içi ilişkilere dönük referans ölçümüz o partinin genel başkanıdır”


“MASANIN DAĞILMASINI BEKLEMEK BOŞUNA”

Peki ya Kılıçdaroğlu…

“Gerçekten benimle misiniz?” derken...

Altılı masaya bir emrivaki mi yapmıştı?

Davutoğlu böyle düşünmüyor…

“Sayın Kılıçdaroğlu’nun sözleri kendi partisi içerisine dönük kanaatindeyim” diyor…

Peki Akşener’in “Kazanacak aday” çıkışı…

Davutoğlu, “Sayın Akşener’in açıklamaları da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nın açıklamalarına dayanıyor.

Onun daha önceki açıklamalarını teyit ediyor. Altı lider beraber karar vereceğiz diyor”.

İşin bu kısmı diplomatik…

Ama Davutoğlu masanın dağılmasını istemiyor…

“Görüş ayrılıkları muhakkak olur ama masanın dağılacağını beklemek boşunadır.”


“HDP İLE İLİŞKİ PARTİLERİN KENDİ KARARI”

Peki…

Masa içinde masa kurulur mu?

Cevap kısa…

“Öyle bir şey yok.”

HDP ile ilişkiler konusu da kritik…

Zira Akşener…

“HDP oturursa biz masadan kalkarız” demişti…

Davutoğlu ara formülcü…

“HDP ile her partinin ilişkileri olabilir. Biz saklamadık. Terörle ilgili kanaatimiz belli. ilişkilerini düzenlemek her partinin kendi vereceği karardır.”


“ADAYLARIN ÇEŞİTLENMESİ FELAKET DEĞİL”

Gelelim kritik konulardan bir başkasına…

Kılıçdaroğlu adaylığını masaya taşırsa ne olur?

Davutoğlu beklediğim türde bir cevap veriyor:

“Görüş beyan etmeyi etiğe aykırı görürüm. Altı lider kendi aramızda konuşmadan bu konuda yorum yapmayız.”

Soruları çeşitlendirmek gerekiyor…

“Aday masadan mı olacak?” diyorum.

Davutoğlu “Masadan olması şart değil. Masadan olsa iyi olur ama dışardan da olur” cevabını veriyor…

Peki ya.

Çoklu aday felaket midir masa açısından?

Davutoğlu böyle düşünmüyor….

“Felaket değil. Ama A planımız ortak aday. Ola ki bu olmadı. Siyasi gerçekler dolayısıyla adaylar çeşitlenebilir.

Böyle bir durum ortaya çıkarsa da bu masanın dağılacağı anlamına gelmez.”


“KAZANACAK ADAY” VURGUSU…

Lafı tekrar Akşener’in “kazanacak aday” vurgusuna getiriyorum.

Tabi ki amaç kazanmak ama.

Bu vurgu yapılırken.

Özellikle birilerinin işaret edildiğini düşünüyorum ben.

Ama siyasiler her lafı.

Bizim düşündüğümüz gibi söylemezler.

Davutoğlu da, 

“Birinci önceliğimiz parlamenter sisteme geçmek. İkinci önceliğimiz kazanılması bu seçimin.

Öncelikli kriterler bunlar. Seçimi kazanmak için de kazanacak bir aday gerekiyor tabi.”


“PAZAR GÜNÜ ADAYLIK KONUSU AÇILIRSA KONUŞULUR”

Peki…

Partilerden gelen bilgilere göre.

Bu Pazarki toplantıda aday konuşulmayacak…

Gerçekten böyle mi?

Mesela.

Davutoğlu aday konusunda bir şey söyler mi?

“Hayır. Odaklandığımız konu geçiş sürecinin nasıl olacağı. İşbirliği alanları. Bunları konuşacağız.

Ama bir genel başkan tutar bu konuyu açarsa tabi ki konuşulur.”

Bir genel başkan konuyu açarsa…

Sizce açar mı?

Siyaset bu.

Ankara siyaseti…

Zemin oynaktır.

Bilinmez…

Sohbetimizin sonunda.

Kamuoyunun bir kesimindeki algının aksine…

Davutoğlu masanın geleceğinden umutlu…

“Geçiş sürecinin mekanizmalarını oluşturmakla ilgili çalışmalar yapıyoruz.

Gelecek Partisi olarak uzun süredir geçiş sürecinin ilkeleri üzerine çalışıyoruz.” diyor...

Ve ekliyor:

“Kamuoyu ‘kim’ sorusuyla ilgileniyor biz “nasıl” sorusuyla meşgulüz.”

23 Eylül 2022 Cuma

Ankara’da oyun bitmez…



Kılıçdaroğlu aday o kesin.

Soru şu ki…

Altılının adayı mı, yoksa partisinin mi?

Bu kısmı da biraz netleşiyor aslında.

İkna edilecek tek kişi kaldı.

Akşener…

O ikna olursa.

Kılıçdaroğlu altılı masanın adayı olacak.

Bu ihtimal yüzde 51.

Sadece CHP’nin adayı olma ihtimaliyse yüzde 49…

Bu oranları nereden çıkarıyorum?

Anlatacağım…

——

Bir hamlesiyle İmamoğlu ve Yavaş tehlikesini bertaraf edip.

CHP’nin tek adayı haline gelen Kılıçdaroğlu…

Altılı masaya da kendi adaylığını getirecek…

Peki Mansur Yavaş başka birileri tarafından aday gösterilir mi?

Bence artık Yavaş da bu işin bittiğinin farkında.

Anlatalım…

Mesela.

Kendi başına davransa.

Örneğin yüz bin imzayı toplasa.

Öyle aday olsa…

Kılıçdaroğlu da karşısında aday olsa.

Erdoğan da diğer aday…

CHP’li seçmen kadirşinastır.

Genel Başkanlarını destekler…

HDP oylarını söylemeye bile gerek yok.

Olası ikinci turda bile…

Erdoğan ve Kılıçdaroğlu baş başa kalır…

————

Peki…

Hani olmaz ama.

Diyelim ki Yavaş İyi Parti’nin kapısını çaldı.

Aday gösterilmek istedi.

İyi Parti onu aday gösterir mi?

Akşener ne kadar istese de, mümkün değil.

Çünkü.

CHP’nin genel başkanı.

Yani Yavaş’ın ita amiri de olan.

Kılıçdaroğlu…

O noktayı koyduktan sonra.

İyi Parti’nin böyle bir şeye kalkışması.

Masanın yıkılması…

Yani intihar olur…

İyi Parti bunu yapmaz.

Yani.

Yavaş’ın adaylığı imkansız gibi artık…

Peki…

Bambaşka bir ortak aday çıkar mı?

Çıkabilir…

Ama kim çıkaracak?

Kılıçdaroğlu’na neden “hayır” denecek…

Olmaz demiyorum.

Gerekçeler hazırlanmalı.

Ana muhalefetin hasımlığı da göze alınmalı…

—————

Başka bir soru.

İyi Parti Kılıçdaroğlu’na direnir mi?

Biraz direnç gösterse de.

Biraz kızsa da…

Kılıçdaroğlu’nun adaylığına ikna olabilirler bence…

Ama…

Siyaset bu.

Yarın her şey değişebilir.

Akşener başta Kılıçdaroğlu’na çok kızdı…

Tekil açıklamalar yapmasına içerledi…

Kendi kendine adaylığını ilanına…

İçten içe kinlendi.

Karşı hamleler de yaptı.

Yavaş’ın aday olamayacağını bilmesine rağmen yaptı bunu…

Çünkü…

Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları.

İyi Parti’yi “Çırak çıkarıyordu”

Yani ikinci plana atıyordu…

Bu konudaki rahatsızlıkları da bir kenara yazdılar.

Yakında Chp’ye resmen iletecekler.

Yine de.

Sorunu aşabilecekleri düşüncesindeler.

Bana göre de aşılmaması için bir neden yok…

Orta vadede…

Kılıçdaroğlu kendini masaya koyacak…

Küçük partiler hayır derse…

CHP-İyi Parti ayrı bir rotaya birlikte girebilir.

Teoride böyle.

Ama küçük partiler için bu karar zor…

———————

Dolayısıyla…

Kesin olan şey.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı…

Ortak adaylık ihtimalinin yükseldiği de kesin…

Ama şapkada tavşan.

Ankara’da oyun bitmez…

İşler bir günde ters yüz olur.

2000 yılında.

Mesut Yılmaz son saniyeye kadar adaydı.

Saat 24 olduğunda ise…

Adaylığı suya düşmüştü…

Demirel’in görev süresinin uzatılması için

Koalisyonun bütün partiler uzlaşmıştı…

“İyi sıhhatte olsunlar” bile istiyordu.

Yine de olamadı…

birisi Ahmet Necdet Sezer’i masaya koydu…

Yeni bir Sezer çıkmaz mı?

Ya da “İhsanoğlu”.

Ya da “Gül”…

Çıkmaz diyemem…

Ama Kılıçdaroğlu kartları öyle doğru.

Öyle zamanında oynadı ki…

Hareket alanı bırakmadı.

Oyunu lehine çevirdi.

Topu öbür sahaya attı.

Üstelik masanın en köşesine.

Back hand ile karşılacak bu top.

Ya da karşılanamayacak…

Bekliyoruz…