Gözler altılı masada…
Bugün ilk kez.
Ortak aday konusunu.
Ötesinden berisinden.
Belki yöntem olarak.
Ama.
İlla ki.
Bir yerinden konuşacaklar…
Karşı taraf.
Yani Ak Parti.
Nasıl izliyor onları?
İşin bu tarafını…
Ak Parti’nin önemli isimlerinden.
Seçim stratejisini çizenlerden.
Genel Başkan Yardımcısı.
Mustafa Şen’e sordum.
Şen yekten…
“Tahminimiz Kılıçdaroğlu olacak” dedi…
Sadece tahmininiz mi?
“Adaylık ona yakışır”
Neden?
Diğerlerine yakışmaz mı?
“En büyük muhalefet partisinin”
“En başındaki kişi”
“Normali onun olması”
Hatta…
“Vefa da”
“Demokrasi de onu gerektirir”
Yani ilgileniyorsunuz bu işle…
“Sadece bu yönüyle”
“Ötesi bizi ilgilendirmez…”
Peki….
Aday Kılıçdaroğlu olsa…
İmamoğlu olsa…
Akşener olsa…
Başka biri olsa…
Stratejiniz değişir mi?
“Ana omurga asla değişmez”
Ama…
“Teknikleri taktikleri revize edebiliriz”
Peki...
Karşıda aday belli olmadan.
Kazanıp kazanamayacağınızı.
Kestirebiliyor musunuz?
Yoksa.
Bekleyelim.
Rakibe göre.
Yeniden anketlere bakarız gibi.
Böyle bir düşünceniz mi var?
“Şu anda görünen”
“Erdoğan rahat kazanır”
“Seçmenin teveccühü büyük”
Peki...
Başka soru…
Karşı tarafın aday arayışı.
Biraz daha gecikirse…
Zira sorunlar var…
İyi Partili Paçacı da…
“Kemal Bey diretirse”
“Kendi adayımızı çıkarabiliriz” demiş…
Siz ne diyorsunuz?
“Onların bu beceriksizlikleri”
“Bize artı yazıyor”
“Halk onlar geciktikçe görüyor”
“Erken açıklarsak yıpranır dediler ama”
“Karşıdaki rakipleri yirmi yıldır iktidarda”
“Ve hep aday”
“Halk görmüyor mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder