2002 yılında…
Meclis’e
yepyeni simalar girmiş.
Ekranların
deneyimli anayasa hukukçusu.
Ak Parti
sıralarından vekil olmuştu.
Ben ise genç
bir muhabirdim.
Onun beni tanıdığını sanmıyordum.
Bir gün
Meclis kulisinde gezerken.
“Ercan beni ihmal ediyorsun.”
Selamlaştık,
gülüştük.
Ekranı
dikkatli takip ediyordu.
O gün
numarasını edinip aradım.
Ekranı çok
severdi.
Sevdiğini de
saklamaz.
Gurur
vesilesi yapmazdı…
Beyaz camın
önünde olmayı da hep başardı.
Başaramadığı
ve içinde ukde kalansa.
Hükümete girip
bakan olmaktı.
O isteğini
de saklamadı hiç.
Onu konuk ettiğim bir programda.
Yeni kabine
açıklanmış.
Adının listede
olmadığını hatırlatınca.
“Yarama tuz
bastın” demişti…
Rol yapmazdı…
Meclis’te anayasa komisyonu başkanı iken.
Ani esprileriyle.
Herkesi gevşetirdi.
Bir
keresinde…
Meclis Başkanı’na dönük sert eleştiriler üzerine.
“Beni
seçmiyorsunuz ki, size müstehak” demişti.
Kendine özgü
bir adamdı.
Yıllar
sonra.
Cumhurbaşkanlığında
danışman olduğunda.
Hayırlı olsun
ziyaretine gitmiştim.
Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın da yanına geldiğini.
“Odan da güzelmiş”
dediğini anlattı.
Onun cevabıysa yine kendi klasiğinde...
“Seninki
kadar olmasa da idare ediyoruz” demiş Cumhurbaşkanına…
Karşılıklı
kahkahayı patlatmıştık…
Her daim
neşeliydi.
2018 yılında…
Kanal D
Ankara Temsilcisi olduğumda.
Kutlama
ziyaretine gelmişti bana…
Uzunca
konuşmuş.
Derinlere
dalmıştık...
“Duramam” demişti.
“Durursam
düşerim..."
Ona göre siyaset ve hukuk dışında bir hayat.
Durmak demekti...
Burhan hoca
hayatının sonuna kadar durmadı.
Hastalığı
daha doğru dürüst duyulmadan da.
Bu dünyadan
göçüp gitti.
Ekranlar onu
ihmal etmese de.
O kendini
ihmal etmişti belki…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder