13 Temmuz 2024 Cumartesi

YA KRİPTOLAR DİBİMİZDEYSE…

 Düşündünüz mü hiç?

Henüz açığa çıkmamış Fetullahçı teröristlerin...

Kaçı pişman olmuştur acaba?

Ne kadarı içindeki nefreti diri tutuyor?

Tecrübelerimiz gösteriyor ki.

Bu soruların anlamlı karşılıkları var...

Daha da açıp.

Mesleğim gazetecilikten...

Bildiğim örneklerden gideyim...

Geçmişinde FETÖ'nün kurumlarında çalışmasına karşın.

Bugün her nasılsa sisteme nüfuz edebilen bir "gazeteci"ye...

15 Temmuz'u yapanın FETÖ olduğunu.

Biraz da onu tahrik ederek hatırlattığınızda...

Size ısrarla...

"Darbeyi kim yaptıysa Allah belasını versin" diyor ve...

Faili isimlendirmekten ısrarla kaçınıp...

Bir yandan da suret-i haktan geçiniyorsa...

Sizi bilmem de...

Ben onun notunu veriyorum...

Ya da...

FETÖ'nün kumpas süreçlerinde.

Dosya taşıyıcılığı yapan.

Kendisine servis edilen sözüm ona delilleri...

"Bagajı para dolu arabaları" filan...

Çıktığı televizyon kanallarında.

Ballandıra ballandıra anlatan birisi....

Yıllar sonra.

Medya sistemine yeniden sokuluyorsa...

Bütün iddialarından vazgeçtiğini mi anlamalıyız?

Dahası...

O kişiyi getireni götüreni sorgulamayacak mıyız?

Mesela...

Türkiye'nin DEAŞ'ı desteklediği yalanını...

Tıpkı ABD'deki belli çevreler gibi...

FETÖ'nün sosyal medyacıları gibi...

PKK'lılar ve onların siyasi uzantıları gibi...

Kafalarda soru işareti uyandırarak...

Hala gündemde tutmaya çalışanlar.

Bu açıdan soru işaretini hak etmiyor mu?

Devam edelim.

Zamanında FETÖ'nün sohbetlerine katılmış...

Sonradan belki stratejik gerekçelerle. 

"İtirafçı" olmaya karar vermiş...

"Sözde" gazeteciler.

Ve sonradan.

Onlara sistemde yer açanlar...

Hiç mi soru işareti yaratmayacak kafalarda?

Tam da bu noktada...

Kendi başımdan geçen bir olayı anlatmak isterim...

2014 yılında çalıştığım yayın organında...

"Korkunç Narkoz Planı" isimli bir haber yapmıştım.

Haberin konusu...

2012 yılındaki MİT kumpası sürecinde...

MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Başbakan Erdoğan'ı derdest etmeye çalışan FETÖ'cülerin...

Fidan'ı tutuklamak için yapmış oldukları hamlelerin...

Aynı gün ameliyat olacak olan Erdoğan'ın...

Ameliyat saatlerinin değiştirilmesiyle...

Nasıl boşa düşürüldüğünü...

Erdoğan'ın Fidan'ın ifadeye gitmesini nasıl önlediğini...

Tek tek saat ve dakika vererek anlatmıştım...

Haberin bağlantıları çok sağlamdı...

Bilgi devletin kendisinden geliyordu...

Buna rağmen yayın sonrası...

Haberi itibarsızlaştırmaya çalışan FETÖ'cülerle birlikte...

Televizyon ekranlarına çıkıp...

Haber sanki yalanmış gibi özel çaba harcayanları...

Bugün ABD'ye firar etmiş "gazetecileri".

Firar etmemiş...

Ama fonlanan "gazetecileri" bir kenara koyayım...

O dönem günün haberi olmasına rağmen.

Bir ana akım kanalda...

"O haberi konuşmayalım çünkü sanırım doğru değil" tavrı koyan...

Şu sıralarda da.

Bir PKK sempatizanı ile ilişki yaşayan.

Kadın gazeteciyi…

Bunun yanısıra...

Geçmişinde FETÖ külliyatı da bulunan...

Bazı eski vekil ve gazetecilerin...

O günlerde...

Çıktıkları TV yayınlarında...

"Zaten bu haberin saatleri de çelişkili" diyerek...

MİT kumpası iddiasını itibarsızlaştırmaya çalışmasını...

O günlerde FETÖ'nün kullandığı argümanlara.

Doğrudan destek vermiş olmalarını.

Bugünden baktığımızda...

Normal mi karşılamalıyız?

Ha unutmadan...

"Korkunç Narkoz Planı" isimli haber...

O yıl yerel ve genel seçimlerde....

Erdoğan'ın kampanyalarında...

15 Temmuz şehidi Erol Olçok'un inisiyatifiyle...

Miting meydanlarındaki sinevizyonlarda.

Ve reklamlarda kullanılmıştı...

Zaten bugün FETÖ ihaneti konuşulurken...

Temel kilometre taşı olarak.

MİT kumpasını göstermiyor mu çoğu siyasi gözlemci?

Bütün bunlar ortadayken...

Sormayalım mı yani?

O dönemlerde...

İçimizde zigzag yapanları...

FETÖ'nün puslu havaları seven.

Sis bombacılarını...

Onların hem o günlerdeki.

Hem de bugünkü aşırı özgüvenlerinin nedenini...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder