15 Eylül 2024 Pazar

GELECEĞE YETİŞEBİLMEK…


Tatlı bir Eylül gecesinde.

Balkondaki püfür püfür esintide...

Keyifle çayımı yudumlarken...

Gelecek hayallerinde buldum kendimi...

Aslında bu hayaller...

Terapi gibi bazen...

İnsana iyi hissettiriyor...

Ama bunlara çok saplanınca da...

Bir şeyler takılıyor kafana...

Zira...

Gelecek odaklı süreçlerin...

Bir şeyleri ertelemekle de ilgili olduğunu anlıyorsun.

Sonra düşünüyorsun.

İnsan neden erteler?

En güzel şeyleri...

Neden gelecekten umar?

Yoksa...

Bu hayat oyun ve eğlence yerine...

Tedbir ve temkinden mi ibarettir?

En basitinden.

Çoğu insan...

En güzel tişörtünü giymeyi bile...

Neden gelip gelmeyeceği belirsiz.

Özel bir güne bırakır?

En güzel parfümünü.

Neden her gün sürünmez?

Hayatının en asortik tatil planını.

Neden hep beyninde gizler?

Engel olarak gördüğü...

O hiç bitmeyecek.

Günün birinde geçeceğini umduğu.

Kişisel problemlerinin sırtına yükler?

Bir daha görüşebileceğinden emin olmadığın.

O güzel insanlarla.

Bir araya gelmeyi neden belirsizliğe bırakır?

Peki ya.

Gelecek dediğin süreç...

Sabun gibi bir şeyse...

Elinden kayarak...

Yok olup gidecekse...

Bunu anlamak için.

Yaşıtlarının bile. 

Yitip gidebileceğini görmen fayda etmiyor.

Hayat denilen.

O çok çeşitli.

Aslında en özel yemeğin...

En güzel bölümünü...

Bilmediğin.

Gelip gelmeyeceğine de emin olmadığın.

Bir zamanda yemeyi planlaman.

Bazen seni rahatsız etse de.

Değişemeyeceksin...

Ertelemeye devam edip.

Hayalini kurup.

O hayalle tatmin olacaksın yine...

Cenaze namazından çıkarken...

Ölümün alternatifsizliğini anlayıp.

Beş dakika sonra...

Hiç bir şey olmamış gibi.

Normal.

Kontrollü ve frenli.

Tedbirlerle dolu yaşamına dönmen gibi...

Sahi...

Gelecek nerede?

Ne kadar sürüyor?

Bilen var mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder