28 Ocak 2021 Perşembe

YANDIK…

Alelade bir haber gibi…

İtfaiye su fışkırtıyor.

Anne oğul yanmış…

Evin sıvası yok.

Camlar incecik.

Kapıya omzunu değsen.

Yıkılır.

Yokluğun dibinde.

Kurtaracak birini beklerken.

Tutuşmuşlar.

Arkalarından ağlayan var mı?

Şüpheli…

Haberi bile 30 saniye.

Ekrana boş boş bakarken.

Kafanı iki yana salladıysan bile iyi…

Ne kadar sürdü unutman.

Bir düşünsen…

O semte yolun düşer mi?

Düşse…

O evin önünden geçsen.

Aklına gelir mi içindekiler?

Çöpten ekmek toplayana baktın mı ki.

Buna bakasın…

Pazardan sebze toplayanı gördün mü?

Ya bazlama satan yaşlı kadını…

Kısacık habere bakmaya üşenirken.

Onları nasıl göreceksin…

***

Dünyana almayacağın kadar küçükler aslında.

Diyet yemeğinden.

Şatafatlı tatilinden.

Instagram’a koyduğun mutluluk fotondan.

Akşam izleyeceğin filminden.

Pilatesinden.

Milyonlarca kez önemsiz…

Ana oğul.

Ne topladılarsa yakıyorlardı…

Sıvasız.

Yıkık dökük evlerinde…

Aç mıydılar tok muydular belirsiz…

***

Bitiremediğin.

Çürüttüğün yiyeceklerle.

Keyfine çarçur ettiğin.

İsraf ettiğin lüksünle.

Arabana.

Süsüne harcadıklarınla bile.

Yedirip, içirip giydirirdin…

Düzgün yakacak da alınırdı.

Soba da…

Yaşatırdın onları.

Onlar sessizce tutuşup giderlerken.

Sanal mutluluklarımızı.

Özensizliklerimizi.

Umursamazlıklarımızı da yüzümüze çarptılar…

Cehennemi dünyaya taşıdılar.

Yaktılar bizi…

Yandın.

Yandık…

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder