WHAT A FEELING...
Hayat yeterince sıkıcıyken.
Bir bahane bulup.
Geçmişimize gitmenin ne zararı var?
Hayaller.
Geçmişimiz.
Zamanların ruhu.
Bugünle karşılaştırması nasıl zevkli.
Nasıl güzel...
***
Televizyon kumandasını severim.
Özellikle geceyarıları...
Bir baktım Flashdance filmi.
Yüz kez izlemiştim.
Yine izledim.
Sanki Batı Sineması’nda.
Akün’de gibi.
Yanımda arkadaşım.
Elimde şişe kolam varmış gibi...
Baştan sona.
Her bir karesini yine hatırladım.
Kendi geçmişimize de döndüm...
O günler mutluluk salgını vardı sanki.
Ne duygulardı di mi.
Filmin müziğinin dediği gibi...
***
1983 ya da 1984...
Filmin ana karakteri olan 18 yaşındaki kız.
Olabildiğince radikal o günler için.
Kaynakçılık yapıyor.
Bodrum katta bir evi var, tek başına yaşıyor.
Boş zamanlarında dans yapıyor.
Onun için kurtuluşun yolu dansçı olmak.
Türk filmlerinde futbolcu olmaya çalışan fakir çocukları gibi.
Kızın kocaman sünger kulaklıklı, kasetli walkmani.
Çevredekilerin hafif bolca ama asla şalvar olmayan pantolonları.
Komik ve geniş vatkalar.
Aslan yelesi saçlar...
Gemi kadar geniş arabalar.
Boş vakitlerinde buz pateni kayan insanlar.
Kolaların kutularda olmasına bile imrenilen yıllarda.
Sürekli hamburger, pizza yiyen.
Mayonezleri sonuna kadar tabağa dolduran insanlar.
Olabildiğince basit şeyler ama.
Dönemin ruhunu tercüme edersen...
Ne duygulardı...
***
O yıllarda bizleri düşündüm.
Küçüktüm ama.
Görüyordum.
Ekonomik sıkıntılar yine vardı.
ANAP hükümetleri.
Serbest ekonomiye geçiş.
Sancılar.
Özal’ın da yaptığı gibi.
Amerikan hayat tarzının kutsanması...
Zira.
İmrendiğimiz şeyler bizi mutlu ediyordu.
O filmlerde gördüklerimize gıptayla bakar.
Sokakta basket potası altında toplanır.
Birbirimize izlediğimiz Amerikan filmlerini anlatır.
Mutlu olurduk...
Filmi izleyenin tüm sahneleri tasvir etmesini.
Hepimiz nefessiz izlerdik...
Bugün komik.
O gün çok zevkliydi...
***
Beyzbol tapuna kült bir materyal muamelesi yaptığımız günlerdi.
Güzel duygulardı.
What a feeling ve Irin Cara’yı ne zaman dinlesem.
O günlere giderim.
Filmi hatırlarım.
Yaşlı kadının genç kıza tavsiyesi aklıma gelir.
“18 yaşındasın şimdi yap...” demişti...
Özgürlük olduğunu sanırdık.
Gülümserdik...
Filmler sadece filmi değil.
Yaşam tarzını da gözümüze sokardı o günler.
Aslında herkes masumdu.
Onlar da.
Biz de.
Zira...
İmrenmekten kimseye zarar gelmezdi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder