30 Ekim 2023 Pazartesi

ALIÇ…

 Çocukluk.

Paha biçilemezdir.

Tam da bu yüzden.

Ben hiç büyümedim…

Hayat her tıkadığında…

Köşeme çekilip.

Çocuk olurum.

Kimse de anlamaz…

Okul dönüşü.

Çantamı fırlatır.

Yarım ekmeği.

Domatesi kapar.

Sokağa çıkıp.

Bulduğum ilk topa vururken…

Burnumda bir karış sümük…

Babam eve gelmişse.

Camdan seslenilmişse.

Akşam ezanı okunurken…

Etrafı kömür isi kokusu kaplamışken.

Kan ter içinde…

Sofraya oturup.

Annemin yaptığı.

Kokusu müstesna.

O yemeği yerken…

Tadını çıkara çıkara izlediğim.

Siyah beyaz spor programındaki.

Voleybolcular.

Ata ve Payidar’ın.

Resmi geçit gibi yaptıkları.

Servis atışlarını düşünüp.

Beni zorla yatıracakları.

Kaçınılmaz saati beklerken…

Ama son tahlilde.

Güzel çocukluk günlerimi yaşarken…

Siyah önlüğün cebindeki…

Koska şeker.

Şıkır şıkır ses çıkarırken…

İç içe geçen plastiklerden yapılmış.

Gülle gibi topa.

Abanırken…

Ayak parmağımın acıdığını hissederken.

Aslında…

Yüzümü ekşiten tek şeyin.

Dert tasa değil.

Boynuma astığım.

Dişleye dişleye yediğim.

Ekşi alıç olduğu günlere.

Dönerken…

Bizi boğan hayatın.

Tek kaçış rampasına.

Çocukluğa kaçarken…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder