GEÇİP GİDEN ZAMANLARI BULMAK...
Şu koronavirüs gündeminde çok ilginç bir deneyim yaşadım kendi kendime.
Basit bişey aslında.
`Maç izledim’ diyeceğim maç sevmeyen okumayacak.
Tam öyle değil, ondan fazlası...
Şu günlerde psikolojiyi biraz toparlama adına spor kanallarının nostalji maç yayınlarına takılıyorum.
Bu gece de TRT Spor’da 1982 Dünya Kupası Final maçını izledim.
Almanya İtalya maçını.
İtalyanların 3-1 yendiği maçın her ayrıntısı kafamda kayıtlı.
Gol dakikaları.
Altobelli’nin sevincine kadar.
İki kadroyu da hala ezbere sayıyorum,
Ama böyle nostaljik şeyleri izlemenin başka yararları da var.
Mesela kıyafetler.
Derwall tişört, Bearzot hafif dar bir ceket giymiş.
Mesela trübünler.
Sıkış tıkış.
Barnebeu 90 bin kişi.
Evsahibi İspanya’yı henüz AB’ye almamışlar.
Reklamlar...
Fuji, JVC, Metaxa.
İspanya’nın askeri yönetim ezberini yansıtan kale arkasındaki jandarma.
Hatta işi o kadar ileri götürüyorlar ki, gol sevincini abartan futbolculara müdahale ediyorlar.
Futbol o zaman daha yavaş.
Futbolcular bugüne göre daha gaddar.
Stielieke’ye acıdım. Ne tekmeler yemiş.
Rumenigge, Breitner, Littbarnski... Almanların tarihi Gkadrosu.
Şampiyon İtalya’nın kalecisi Zoff 41 yaşında.
Şike cezası biter bitmez gelip kupayı kaldıran Rossi, bir de gol kralı oluyor.
İtalyanların finale çıkışı apayrı hikaye.
Galibiyet alamadan basit bir averaj cilvesi ile ikinci tura çıkıp şampiyonluğa gitmek.
Ve tabi 1982’nin asıl akılda kalanı, Almanların ilk turdaki Cezayir mağlubiyeti ve tartışmalı Avusturya maçları.
Şike söylentileri. Bilen kaldıysa bilmeyene anlatsın.
Maçı TV’de rahmetli babamla birlikte izlerken 10 yaşındaydım.
Bugün 48 yaşındayım.
Her şey dün gibi aklımda.
Ramazan, iftar, pide kokusu ve dünya kupası.
Ne garip eşleşmeler di mi?
Almanya Başbakanı Helmut Schimidt ve İtalyan Cumhurbaşkanı Pertini.
Artık yoklar...
Babam gibi.
Hayat boş.
Ama şu da var.
Anılar ölmüyor ve sizin parçanız oluyor.
Sevdikleriniz de...
İzlediğiniz bir maç ya da film...
Ama aslında çok daha fazlası.
Çocukluğunuz, geçmişiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder