SEVİYE...
Bazen damdan düşer gibi.
Aniden aklına bir şey gelir.
Paylaşmak istersin.
Öyle oldu bugün...
Bu kez siyasi seviye ve hafıza üzerine.
Özellikle de seviye üzerine yazacağım.
***
Meşhur örnek var hani.
1991 seçimleri öncesi malum TRT açık oturumu.
Liderler, Demirel, Yılmaz, Ecevit, Erbakan, Türkeş, Perinçek.
Moderatör Can Okanar...
YouTube’da izleyenler.
Paylaşanlar diyor ki...
“Ah canım ne güzel” bir tartışma.
Seviye muhteşem.
Doğru.
Ama.
“Nereden nereye geldik” diyenlere katılamam.
Çünkü 80 ve 90’lı yılların siyasi seviyesi.
O programdaki gibi değildi.
Siyasetin genel tiplemeleri.
Salon adamlarından oluşmuyordu.
Örneklerle gidelim...
****
Erdal İnönü.
Turgut Özal’ı eleştirince.
Özal da ona.
“Küçük Turgut’a anlat” demişti.
ANAP’lı bakan Güneş Taner.
Referandum öncesi.
Hayır oyunun rengindeki...
Turuncu tişörtü giyince.
DYP’li Cindoruk.
“Aman ha kamyoncuların oraya gitme” demişti.
Bir emniyet müdürü.
Bir siyasetçiye “dinsiz” derken...
Hükümetin bakanı.
Muhalefet liderine “yavşak” demişti.
İktidarın bir vekili, Avrupalı kadın parlamentere ‘or..pu’ derken...
28 şubatın darbeci komutanı.
Kadın bakanı kazığa oturtmaktan bahsetmiş.
Bırakın diğer partilerden.
O partinin vekillerinden bile tepki gelmemişti.
Hatta.
Komutanın biri o kadar ileri gitmiş.
Başbakana ‘pe....nk’ demiş.
Dönemin Cumhurbaşkanı.
Neredeyse...
Komutana hak vermişti!
Seviye mi dediniz?
Yerlerdeydik...
O dönemlerde Twitter yoktu.
Hakaret doğrudan yapılır.
Çat diye küfredilirdi.
Özel hayattan bahsedenler.
O günü hatırlasın...
Kadın bakanın bekareti tartışılmış.
Bakanlar kurulunda kadının uyuya kalması üzerine.
“Bekaretini korurken yorgun düşmüş” esprileri yapılmış.
Bunlar medyaya sızmış.
Siyasi tartışma olmuştu!
Meclis’te lezbiyen vekil avına çıkıldığı günleri merak edenler.
Gazete arşivlerine baksın.
Geçmişte...
Siyasetçilere ‘celebrity’ muamelesi yapılır.
Özel hayatları didiklenir.
Evine televizyon almayan.
Ayakkabısını kapısının önüne koyan siyasetçiler.
Siyasi ihbarcıların da yardımıyla.
Gazete manşetine taşınırdı.
Kişisel mahremiyet bitik.
Ortam.
Mahalle kahvesinden farksızdı...
Kibar bilinen siyasetçi...
Elinde taşıdığı önemsiz eşyayı.
Hatıra olsun diye kapmaya çalışan vatandaşa.
“Bırak onu ..... ko....mun çocuğu” demişti...
Bir genel başkan.
Üstelik canlı yayında.
Karşısındaki siyasetçiye “p.şt” demiş.
Ayağa kalkıp yumruk atmaya çalışmıştı.
“Şerefsiz onbaşı” diyenden.
Vekil arkadaşının yüzüne tükürene kadar.
Neleri gördük.
Arşivdeki iki eski görüntüden.
Duygusal güzellemeler...
Şark işi genellemeler çıkaranlar.
İşin zorunu da yapıp...
Geçmişin seviyesiz tarafını da görmeli.
Zayıf hafızaya sözümüz yok ama...
Herkes işine geleni hatırlarsa.
Hakikat yoluna değil...
Churchill’in meşhur sözündeki.
Sosis imalatına çıkarız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder