13 Temmuz 2020 Pazartesi

TESTİ

Güzel insanlar vardı.

Acelesiz.

Güler yüzlü.

Esnafı babacan.

Müşterisi temiz.

Ne kadar olduğunu bilmediği.

Desteyle parayı.

Benim gibi küçücük bir çocuğa saydırıp.

Kalan borcunu yazdırıp.

Malını kamyonete yükletip.

Kasabasına doğru yola çıktığında.

İçi rahat.

Kafası rahat.

Güzel insanlardı…

***

Çarşının kapıları herkese açık.

Sofralar açık.

Muhabbet açık.

Anında tanış.

Gir içlerine…

Ye, iç…

Çocuklar.

Oradan oraya koşturan.

Herkesin birbirine emaneti.

Kimse kendi çocuğundan ayırt etmez.

Cuma namazına giden dükkanını kapatmaz.

Kapısına bir sandalye koyar.

Bazısı istediği malı alır.

Parayı tezgaha koyup giderdi…

Kapılar han kilidi gibi kilitlenmez.

Çekilip gidilirdi.

Siteler yok.

Kameralar yok.

Zengini fakiri.

Herkes için şartlar yakındı.

Hayat yine zordu.

Hatta şimdikinden de zordu ama…

Mutluluğun sırrı çözülmüştü sanki.

Ya da.

Ben çocuktum.

Öyle geliyordu…

***

Geçtiğimiz hafta dayımdan bir mesaj geldi.

Mesajda bir fotoğraf.

Fotoğraftaki plastik bir testi.

Rahmetli babamın ürettiklerinden.

Gürses Plastik yazıyor…

İnsan böyle şeyleri görünce.

Hayattan mola isteyip.

Derin derin dalıp.

Anılara gidiyor.

Artık aramızda olmayan.

Akraba, müşteri, amca, abi.

Güzel insanların arasına…

Anlıyorsun ki.

Artık kullanılmayan eski bir eşya bile.

Yaşarken fark edemeyeceğiniz.

Hunharca değişimi.

Bozulan insanları

Sarsılan güveni hatırlatıyor.

***

Zaman tünelinden giren.

Değişerek çıktığını anlamıyor.

O günleri yaşayanların çocukları.

Baba ve dedelerinin aksine.

Gelecek paranoyası içinde.

Güven duyguları örselenmiş…

Daha çok para.

Pahalı ve izole evler.

Daha gösterişli arabalar.

Abartılmış emniyet peşindeler…

Güvenmiyorlar.

Güvenenlere de.

Kuşkuyla bakıyorlar.

Onlara gerçeği hatırlatansa.

Bazen bir tanıdığın cenaze namazı.

Bazen bir şarkı.

Bazense.

Depodan çıkan plastik bir testi oluyor…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder