25 Eylül 2020 Cuma

KİRPİK...

Gece yatmadan.

Sosyal medyaya takıldığımdan.

Sabah kalkınca.

Onun etkisinde olurum.

Birisi Neşet Ertaş’la ilgili yazmıştı.

Aklımda “Yalan dünya” kısmı kalmış.

Sabah onu mırıldanırken.

Bir yandan da.

Kendi kendime.

“İyi ki ölüm var” dedim…

Düşünsenize…

Sonu gelmeyecek bir maç seyredilir mi?

Ancak sonun bilincindeysen.

Yaptığının anlamı olur.

Bitmeyecek bir şey.

Keyifsizdir.

Boştur…

Hep çalışıp.

Hep kariyer yapmak da.

Zamanının tamamını.

Hırsına ayırmak da...

***

Öyle yapıyorsan.

Ölümlü dünyayı anlamamışsın demektir.

Keyif ve heyecana.

Gezmeye.

Arkadaşlarına vakit ayırıp.

Sevdiklerine sarılıp.

Gereksiz dargınlıklara son vermeyi.

Ve.

Karşılıksız iyiliği.

Ancak ve ancak.

Sonu olan bir dünyada düşünürsün…

Yeter ki.

Ölümün bilincinde ol.

Ömür göz açıp kapatma süresi.

Ve…

Sen.

Evrende nokta bile değilsin.

***

Geçenlerde bir ağabeyimiz…

Bana önündeki eski ahşap masayı gösterdi.

Özellikle de.

Muntazam olmayan kısımlarını…

Girinti ve çıkıntılarını…

Ve dedi ki.

“Kim bilir bunun içinde hangi Hititlinin kirpiği var.”

Dikkatlice masaya baktım.

Çizgi çizgiydi…

Derine dalıp.

Kirpikleri.

Saçları.

Gördüm kendimce…

Şüphesiz o kirpiğin sahibinin.

Umutları da vardı.

Hırsları da.

Belki bir Romalıydı.

Ya da Selçuklu’da.

Beylikler döneminde.

Osmanlı’da yaşıyordu.

Ya da bilmediğimiz uygarlıklarda.

Öylesine birinin.

Dişi.

Tırnağı.

Kaşı, gözüydü belki.

Bilinmez…

Sonra masanın çekmecesinden bir zarf çıkardı.

Cenaze törenlerinde.

Dağıtılan fotoğrafları biriktirmişti.

Kimler kimler vardı.

Bir görseniz.

Hiçbir fotoğrafı atmamıştı…

Telefonundaki fihriste baktık.

Çoğunun numarası da kayıtlıydı.

Geriye kalanları silmeye.

Eli gitmemişti.

Direnmişti.

Oysa zaman gelecek.

Fotoğraflar da.

Telefon da.

Belki çöllerde toz.

Ya da ağaçta dal olacak…

Fotoğraftakilerin.

O meşhur insanların.

Hatırlayanı kalmayacak…

Ahşap masalardaki kirpik ise.

Görmek isteyene.

Yüzyıllarca ibret verecek…

 

(Not: Bu vesileyle bugün genç yaşta aramızdan ayrılan Anadolu Yayıncılar Derneği Başkan Yardımcısı Sevgili İbrahim Toru’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Başta ailesi, sevenleri ve Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan’ın başı sağolsun. İbrahim gibi misafirperver, güler yüzlü, enerjik ve hep iyiliğe odaklı bir insan çok az bulunur.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder