Kabul edelim.
Kılıçdaroğlu müthiş oynadı…
Başından sonuna kadar…
Parti içinde de.
Adaylığına muhalefet edenleri.
Bir bir bitirdi.
Ya pasifize etti.
Ya da ikna…
Süreci ilmek ilmek.
Sabırla işledi…
İyi Partililerin.
Bazen sert.
Çoğu zaman kırıcı sözlerini.
Geçiştirmekle.
Üstü örtülü cevaplarla geçiştirdi.
İş zirveye çıkınca.
“İçişlerine müdahale” mevzuunu açtı.
Daha da ileri gidince.
İki belediye başkanını.
Kendisini desteklemeye mecbur bıraktı.
Yurt dışı seyahatlerinde hata da yapsa.
Saraçhane sonrası süreci mükemmel yönetti.
Akşener’i çaresiz.
Ve biraz da saldırgan hale getirdi…
Kılıçdaroğlu’nun.
2 Mart’ta etrafında oluşturduğu daire…
Akşener için cinnet anıydı…
İyi Parti lideri kontrolü kaybetmese.
Önce o imzayı atıp.
Morali bozuk şekilde partisine gidip.
Sonra “ben ne yaptım” diye.
Başını iki elinin arasına alıp.
Ardından da.
Çok ağır.
Unutulmaz sözlerini söylemezdi…
Kılıçdaroğlu burada da sağlam durdu.
Yeni formülü olmadığı halde.
“Taşlar yerine oturur” dedi…
Sanki B planı varmış gibi davrandı.
Yaşananlarla ilgili ne kendisi.
Ne de bileşen liderlere yorum yaptırmadı…
Akşener sonunda masaya.
Öyle ya da böyle dönmek zorunda kalınca.
Plan kaldığı yerden.
Belki de daha güçlü şekilde.
Yürümeye başladı…
Bulunan ara formül ise…
Bence hiç bir anlam ifade etmiyor.
Son tahlilde…
Kılıçdaroğlu net biçimde kazandı.
Akşener de çok net kaybetti.
Peki.
Asıl müsabakada ne olur…?
Millet ittifakında bu yaşananların.
Seçimde.
Olumsuz bir yansıması olur mu?
Olabilir ama…
O kadar büyük değil…
Çünkü.
Muhalif seçmenin önemli kesimi.
O kadar kemikleşmiş.
O kadar anti-Erdoğan güdüsüyle hareket ediyor ki.
Yaşananları.
Eskisi kadar sorun edeceklerini sanmıyorum.
Ama bir konu var ki…
O da İyi Parti seçmeninin kayışı.
CHP’ye doğru olacak.
Çünkü henüz kökleşmemiş bir seçmen.
Ve yaşananlardan.
Akşener’i sorumlu tutuyor…
Seçimse.
Bence ortada.
Kim kazanırsa kazansın.
İlk turda bitebilir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder