Unutkan zihnimiz…
Yemeye programlı…
Bir türlü doymaz…
Cotarelli’yi kaç kişi bilir…?
Gözde IMF memuruydu…
Çeki Gori diye bir adam vardı…
Fiorentina kulübünün başkanıydı…
Annesiyle bir olup.
Fatih Terim’i kaçırmışlardı…
Peki.
Nihat Beyan’ı kaç kişi hatırlıyor?
Televizyonların
Yarışma programlarının.
Tescilli noteriydi…
Kenan Şeranoğlu vardı…
Titan saadet zinciri haberlerinin.
Ana kahramanıydı.
Çok acayip ceketi ile dans ederdi…
Kibariye ve genç kocası…
Onun bu evliliğine kızan.
Konuşkan annesi…
Tulio Lanese’yi bilir misiniz?
“Hayır” dediğinizi duyuyorum.
1988 yılında.
Avusturya-Türkiye maçında.
Penaltıyı vermedi diye…
“Terörist” ilan edilmiş…
Gazeteler adresini yayınlamış.
Evi mektup yağmuruna tutulmuştu…
Bülent Özveren Eurovision’da ne ise…
Ertan Kunter de…
Basketbol maç anlatımı denince…
Tek isimdi.
1985 finalinde.
Sabonis’in smacı için.
“Görülmüş şey değil” diye bağırması.
TRT’de görülmüş şey değildi…
İsmet Badem ise bir sonraki kuşağın.
En popüler yorumcusuydu…
80’lerin reklamlarını hatırlar mısınız?
Bir reklamda…
“Okey Dasti” diyen biri vardı…
Bu tabir dilimize dolanmıştı…
Lafı çok uzatana, “Okey Dasti” derdik…
Tabi “Kısa kes Meges”i de unutmayalım…
Pire Ferhat ve küçük Hüsamettin’i.
1982 anayasası yazılırken.
Sıra dışı soyadıyla akılda kalan…
Orhan Aldıkaçtı’yı…
Yine soyadı ile müstesna.
Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç’ı…
Ceyar’lı Dallas’lı günlerin.
Buz pateni yayınlarını.
Katerina Witt’i.
Jane Torwill-Cristopher Dean çiftini…
Hatırlayan kaç kişiyiz?
Spor röportajcısı Bülent Karpat vardı.
Gaflarıyla sevilirdi.
Teknik Direktör Vengloş’a.
“Mutlu görünüyor musunuz?” diye sormuştu…
Hava durumu sunucusu Ersin İmer’in…
Hep mahçup bir edası vardı…
İlk özel televizyonda ise…
Hülya Uğur vardı…
Şuh tarzıyla.
“Sizin havanız iyi olsun” derdi…
Keşke güzel şeyler hep hatırlansa…
Yılan oyunlu telefonları…
Bugün bir gence gösterin bakalım.
Ne diyecek?
Ya da tuşlu telefonu…
Veya ıslık çalınca öten anahtarlık.
Döküm düdüklü tencere.
Ve onun sonradan takılan düdüğü…
Şişeyi götürüp.
Kolonya doldurttuğumuz günleri…
Kolonya pompasını…
Bakkalda satılan açık bisküden…
Fasikül biriktirerek sahip olduğumuz ansiklopediye…
Kartondan maskeleri yüzümüze takıp.
Eğlendiğimiz günleri…
Nasıl unuttuysak.
Bugünün vazgeçilmezleri de dahil.
Herkes.
Herkesi.
Her şeyi unutacak…
Zamanın ruhu hep yaşasa da.
An ve hatıralar.
Ölüp gidecek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder