19 Mayıs 2020 Salı

MORİTANYA’DAKİ KARADENİZLİ BALIKÇI...


Bu korona günlerinde.
Ortam yeterince sürrealist.
Bir de üstüne film gibi hikayeler…
Dünyanın en ücra yerlerinde.
Acayip operasyonlar…
İş sadece tahliye de değil.
Günümüz materyalist ortamında anlaşılamayacak.
Mikro operasyonlar da yapılıyor.
Dışişleri’nden bir kaynağım.
O kadar ilginç şeyler anlattı ki.
***
Mesela…
Moritanya diye bir ülke var bilir misiniz?
O ülkenin de bir başkenti.
Muhtemelen duymadınız ismini.
Nuakşot…
Durun daha.
Yaşanan olayın başkent ile de ilgisi yok.
Nuakşot’un 475 kilometre uzağında.
Ücranın da ücrası.
Okyanus açıklarında.
Doktorun ilacın girmediği bir yerde.
Karadenizli bir balıkçı avlanıyormuş desem…
Yeterince garip.
Ama devamı da var.
Balıkçımızın bir kronik hastalığı var.
Ava giderken.
İlacını yanına almayı unutmuş.
Ne yapsa iyi…
Türkiye’deki eşini aramış.
Eşi de, Türkiye’nin Nuakşot Büyükelçiliği’ni…
Büyükelçilik ilacı temin etmiş…
Sonra Türkçe bilen bir Moritanyalı doktorla temasa geçilmiş.
Bir de araç ayarlanmış.
Doktor ilacı balıkçıya ulaştırmış…
Tek kelime ile.
Medeniyet…
***
Bitmedi…
İrlanda’nın Başkenti Dublin’de bir vatandaşımız…
O ülkenin herhangi bir sağlık birimini değil.
Türkiye’deki bir acil hattı aramış.
İş büyümüş.
Sağlık bakanlığı devreye girmiş.
Dublin ile temasa geçmiş.
Büyükelçilik olaya dahil olunca.
Vatandaşın evine ambulans, sağlık ekibi…
Dahası…
İlaç da göndermiş.
Test yaptırması sağlanmış.
Covid pozitif çıkınca da hastaneye kaldırılmış.
37 gün hastanede kalmış.
Dublin’deki hastane tam 37 gün boyunca…
Türkiye’den.
Sağlık Bakanlığı’ndan aranmış.
Günün birinde taburcu sırasında.
Doktorunun söyledikleri ilginç…
“Türkiye’de ünlü biri olmadığına emin misin?”
***
Tahliye operasyonları deyince.
Aklınıza İsveç’teki geliyor biliyorum.
Oysa…
Ona gelene kadar daha neler var.
***
Mesela.
Arjantin Buenos Aires’te mahsur kalan 9 Ukraynalı…
Kimse yüzlerine bakmadı.
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi diyor ki…
“6 ülkeye başvurduk. Bütün kapılar yüzümüze kapandı”
Tahmin edeceğiniz gibi Türkiye yedinci ülke...
Arjantin’deki 9 Ukraynalı önce İstanbul’a…
Sonra Minsk’e transfer ediliyor…
Oradan da ülkelerine.
***
Tahliyeleri basit sanmayın.
Bir ülkeden aranıp.
Bir kente uçak gönderip.
Hepsine bilet kesip topluca getirmiyorsunuz.
Bölük pörçük sağda solda.
Uzak ülkelerin
Uzak köşelerindeki insanları.
Diplomatik bağlantıları da kurup.
Hem transfer ediyor.
Toplayıp bir araya getiriyor.
İhtiyaçlarını karşılıyor.
Hem de organize ediyorsunuz.
***
Mesela Ekvator’da sadece iki vatandaşınız var.
Ne yapacaksınız?
“İki kişi olmaz” mı diyeceksiniz?
“Biz sizi ararız” deyip.
Kaderleriyle baş başa bırakmak da bir yöntem…
Tabi ki bunlar yapılmamış.
Kito'daki elçilikte günlerce ağırlanıp...
Uçak ayarlanınca…
Kito'dan Guayaquil şehrine uçurulmuşlar…
Oradan da Frankfurt’a.
Sonra İstanbul…
Oradan Ankara.
Bu işin en basiti belki.
Daha neler var.
***
Kırgızistan Bişkek’te mahsur kalan AB vatandaşları.
AB ülkeleri tahliyeyi birbirlerinden beklediler…
Türk Dışişleri devreye girdi.
THY onları aldı
Bişkek’ten Frankfurt’a götürdü.
Dönüşte Almanya’dan 157 vatandaşımızı da Türkiye’ye getirdi.
***
Gambiya’daki üç Türk vatandaşı.
Mahsur kalıp.
Başvuracak bir elçilik de bulamayınca.
Dışişleri'ne ulaştılar...
Hemen operasyon safhasına geçildi.
Tahliye planı yapıldı.
Planın merkezi Senegal olarak belirlendi.
Türkiye’nin Dakar Büyükelçiliği…
Gambiya hükümeti ile temasa geçilip.
Diplomatik araçlarla Gambiya’dan alınıp.
Senegal’e getirildiler.
Dakar’dan.
Diğer Afrika ülkelerinden getirilenlerle birlikte…
İstanbul’a ulaştırıldılar.
***
Tahliyelerin yapıldığı başka ülkeleri saysam.
Kostarika, Küba, Jamaika, Bahamalar, Cayman Adaları, St.Vincent.
Ve sıkı durun.
Grenadinler…
Duymuş muydunuz Grenadinleri...
Orada da varmış bir vatandaş.
Oradaki Türkler de bir şekilde tahliye edildi.
Onu da alıp...
Kaju’nun başkenti Dominik Cumhuriyeti'ndekilerle birlikte…
Ortak bir havalimanından Türkiye'ye...
Devamı var.
Sri Lanka ve Maldivlerden tam 209 tahliye...
Tabi küçük küçük başka hikayeler de var…
***
Henüz iki günlük evli vatandaş Berlin’e gidince.
Pandemi nedeniyle dönemeyince.
Büyükelçilik bir gece arıyor…
Tahliye uçağında bir kişilik yer var.
“Gelir misin?” diye soruyorlar.
Sonra da…
Adresinden aldırılıp.
Türkiye’deki ikametine kadar tüm transferleri sağlanıyor.
***
Bir başka örnek…
Fethiye’de yaşayan Hollandalı çift.
Oğullarının doğum gününe gidiyorlar.
Covid patlayınca.
Anavatanlarında mahsur kalıyorlar.
Üstelik adam kalp hastası.
Hollanda’da sağlık güvenceleri de yok.
Türkiye’nin Roterdam Başkonsolosluğu’na başvuruyorlar.
Sağlık masraflarını Türkiye üstleniyor bu arada.
22 Nisan’da kaldırılan uçakla da İstanbul’a.
Oradan Dalaman’a.
Oradan Fethiye’ye…
Eve teslim…
***
Tanzanya’da kendisi tahliye edilen vatandaşımız.
“Evladım” dediği kedisini de getirmek istiyor.
Ancak uçağın evcil hayvan limiti dolu.
THY Genel Müdürlüğü devreye giriyor.
Özel bir izinle.
Kedinin kabinde yolculuğuna izin verilip.
Tahliyesi sağlanıyor.
***
Bütün bu hikayeler.
Yakında kitaplaşacak…
Dışişleri Bakanlığı çalışmalara başlamış bile.
Hikayeler etkileyici olsa da...
Herkesi mutlu etmek mümkün olmuyor.
Dev operasyonların yanında.
Küçük mağduriyetler.
Belki bazı yanlış anlamalar.
Bazı suiistimaller.
Tabi ki oluyor…
Mesela…
***
Başvurular alınıyor.
Bir ülkeye uçak gönderiliyor.
Koskoca uçak...
O ülkeden 150 tahliye beklenirken.
Son anda 37 kişinin uçağa binmesi.
Başvuru sahiplerinin bir kısmının vazgeçmesi.
Uçağın neredeyse boş dönmesi gibi durumlar.
İsmini yazdırıp binmeyenler.
Dönüşteki karantinayı düşünüp son anda vazgeçenler.
***
Mesela tahliye edilmeyi bekleyen Rus gelinler meselesi var.
Kış aylarını es geçmişler.
Şimdi talepte bulunuyorlar.
Zamanlama bazen zorlasa da.
Tahliyelere, operasyonlara devam ediliyor.
Hayata baktığınız zaviye bir tarafa.
Bence herkes kabul etmeli.
Yapılan iş büyük…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder