30 Ağustos 2020 Pazar

30 AĞUSTOS...

 


Öncelikle.

Bu vatanı canları pahasına savunanlara.

Başta büyük önder Atatürk.

Ve tüm şehitlerimize.

Rahmet ve minnetle...

Saygıyla.

Diyelim...

Sonrasında da.

Siyasi tartışmalara.

Kutlamada pandemi kısıtlamasına ilişkin.

Her türlü eleştirinin saygıdeğer olduğu yönündeki.

Tavrımızı netleştirelim.

Ardından asıl mevzuya gelip.

Devam edelim...

***

Son günlerde yakın tarihe atıf yapılıp.

Geçmiş 30 Ağustos kutlamalarına övgüler düzülüyor ya.

O iş öyle miydi acaba?

Neler oluyordu?

Bir hatırlayalım isterseniz...

Hipodromdan tanklar toplar geçiyor.

Askerler resmi geçit yapıyor.

Tribündeki özel seçilmiş.

Başları örtüsüz davetliler.

“Türkiye laiktir laik kalacak” sloganları atıyordu.

Mesaj kimeydi?

Anladınız sanırım...

***

Akşam Gazi Orduevi’ndeki resepsiyonda.

Koskoca başbakanlar bakanlar.

Bazen muhalefette olan liderler.

Eşlerinin giyimi yüzünden.

Tek başına davet edildikleri resepsiyonda.

Salonda da izole edilip.

Yanlarına gidilmeyip.

Aşağılanmaya çalışılıp.

Üstelik iğneli konuşmalarla.

Adeta ayaküstü muhtıralarla hırpalanıp.

Dayak yerken.

Fonda 10.yıl marşı çalıyor.

İrticacı kurumlardan (!) olmayan gazeteciler...

Verilen mesajlar kadar.

Laikliğin o günkü en önemli ölçütü olan.

Konukların bardaklarına göz atıp.

Kimlerin alkol alıp almadığına bakıyorlardı.

Milletvekilinin birisi alkol duvarını aşıp.

Allah´a yakınlaştığını bile öne sürmüştü...

Ama hiç birisi.

Giyimi kuşamı.

Yaşam tarzı yüzünden.

Cumhuriyeti yıkmaya çalışmakta suçlananlar kadar.

Eleştirilmemişti...

***

Yakın tarihi unutmaya meyilliyiz.

28 Şubat sürecinde.

Ve devamındaki.

Askeri baskı ve yaltaklanma dönemindeki.

30 Ağustos kutlamalarını.

İyi bilmezdik...

Tesadüf işte.

Dün gece.

O dönemin bir dizisine denk geldim televizyonda.

“Bir Demet Tiyatro”ya...

Diziden bir sahne...

Bir gazeteci.

Milletvekili Cumhur Zimmet’in sekreterini arıyor.

Sekreter Demet Akbağ...

Vekil ‘yokum’ dedirtiyor.

Sekreter idare etmeye çalışıyor.

Gazeteci, vekille ilgili “Arsa yolsuzluğu”nu hatırlatınca.

Demet Akbağ, “Öyle ama Cumhur bey laikliğin teminatıdır” yanıtını veriyor.

Bu kadarla kalsa iyi.

Sonraki telefon Cumhur Zimmet’in terzisinden.

Akbağ her zamanki üslubuyla...

“Hayır. Apoletli ceket şimdilik dursun. Onu Meclis kapatılıp Danışma Meclisi açılınca isteyeceğiz. Bugün de eski modeli gönderin” diyor...

Komedyen.

Dönemin ruhunu okumuş adeta.

Yani.

Dememiz o ki.

Mevcut şartlarda.

Eksiklerimiz var.

Yanlışlarımız.

Düzeltilmesi gerekenler de.

Var tabi...

Ama.

Geçmişe özlemi abartır.

İşi “Her şey daha iyiydi” noktasına taşırsak.

O geçmişi bilmediğimiz.

Veya

Unuttuğumuz.

Ya da...

Asıl niyetimiz ortaya çıkar....


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder