Nusret’in malum fotosu garip.
Ama…
Bütün kinlerini
o fotoya kusanların.
Sicillerine
ne demeli?
65 çeşit
kahvaltılı sofradan kalkıp.
Tekerlek
büyüklüğünde pizzasını.
Mayonez
damlayan dev burgerini.
Sanki
alelade bir dekormuş gibi.
Fotoğraflayıp.
Bunu
normalleştirenlerin...
***
Eskiden buranın insanı tevazu sahibiydi.
Tek çeşit
yemekle doyar.
Kahvaltıda
zeytin peynirle mutlu olur.
Yaptığı mütevazı
yemek kokar diye.
Yakın
komşularına dağıtır.
Lokantalarda
cam kenarına oturmaz.
Sokak
ortasında yemez.
Yediğiyle
gösteriş yapmak.
Aklına bile
gelmezdi…
Şimdilerde
Her şeyi yeyip.
Her şeyi yeyip.
Bize de
gösteriyorlar…
***
Nusret gibi
restoranlar açıldığında.
Etlerin
vitrinlere asılıp.
Üzerlerine
alıcısının isminin yazılması.
Orta çağdan bir
manzara gibi.
Sergilenmesi.
Garibime
gitmişti…
Etin şov
yapılarak müşteriye servisi.
Restoran
sahibinin tuz ayini.
Görsel
olarak ilginç.
Ama
toplumsal değerler açısından.
Sorunluydu…
***
Aslında sorun.
Nusret’in mandalarla fotoğrafı değil.
Nusret’in mandalarla fotoğrafı değil.
İçimizdeki
tevazunun ölmesi.
Kendinden
olmayana öykünen.
Ama
anne-babasının köyünden nefret eden.
Kurban bayramına öfke kusup.
Tam vejetaryen olacakken...
Tam vejetaryen olacakken...
Havalı restorana girince.
Ağır etobura
dönüşenlerde...
Sorun.
Sosyal medyada düşünmeden paylaşıp.
Gerçek hayata gelince.
Paylaşmayanlarda...
Sosyal medyada düşünmeden paylaşıp.
Gerçek hayata gelince.
Paylaşmayanlarda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder