Dün malum
haber gelince…
4 yıl
öncesine gittim.
Reuters’daki
muhabirlik günlerime.
2016 Mart
ayı.
Terör zirve
yapmış.
Bazı
siyasilerin de.
Terörü desteklediği kanaati...
Üstelik…
HDP’li
vekillerin garip işleri.
İlişkileri…
Ayrıntısı
çok.
Ama anlatacağım
başka…
17 Mart 2016’da…
Başbakan Davutoğlu’nun bir programındayım.
Atatürk
Bulvarı.
TESK binası.
Toplantı
sonrası...
Başbakan'a sorulacak soruya önceden talibim.
Başbakan'a sorulacak soruya önceden talibim.
Davutoğlu’nun
basın müşaviri Osman Sert bir ricada bulunup.
Sorumun
arkasına.
Bir soru
daha eklememi…
CHP Lideri
Kılıçdaroğlu’nun…
“Tüm vekil
dokunulmazlıkları kalksın” diyerek…
Hodri meydan
çağrısını.
Davutoğlu’na
hatırlatmamı istiyor…
Açıkçası…
Önemli bir haberin kokusu bu...
Kendi sorumu askıya alıp...
Davutoğlu’na doğrudan bunu soruyorum.
“506 vekilin
dosyasını da Meclis’e getirmeye hazırız” cevabını veriyor.
Bugün yaşananların işaret fişeği...
Bugün yaşananların işaret fişeği...
Toplantı
biter bitmez.
Telefonum
çalıyor.
Arayan o
günlerin Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı.
Bugünkü
Meclis Başkanı Mustafa Şentop.
Olanları canlı
yayından izlemiş.
Söylediklerinin özel
ayrıntılarını yazamasam da…
Şu sözlerini
not düşmeliyim:
“Muhalefetin hodri meydan çağrısı iyi de..."
"Hesaplı olup olmadığı zamanla ortaya çıkar."
"Hesaplı olup olmadığı zamanla ortaya çıkar."
Sanki
bugünleri işaret etmiş gibi.
***
Dün yaşananlar.
Bana o günü hatırlattı...
Biz gazeteciler aslında şanslıyız...
Tarih önümüzden akarken.
Bazen tanık.
Bazen aracı oluruz...
Bazı bildiklerimizi ömür boyu saklar.
Bazılarını kontrollü anlatırız.
Bu mesleğin en güzel yanı da.
Özel bilgilerimiz...
Daha da güzeli.
Paylaştıklarımızdır.
Yıllar geçse de...
Puzzle'ın son parçasını.
Geçmişteki kareyle birleştirebilmektir.
Bazılarını kontrollü anlatırız.
Bu mesleğin en güzel yanı da.
Özel bilgilerimiz...
Daha da güzeli.
Paylaştıklarımızdır.
Yıllar geçse de...
Puzzle'ın son parçasını.
Geçmişteki kareyle birleştirebilmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder