14 Aralık 2022 Çarşamba

Ak Partili Şen: Erdoğan yüzde 52’de

 AK PARTİLİ MUSTAFA ŞEN: 

“ERDOĞAN ŞU AN YÜZDE 52”

“BİZ ZORLA ŞAPKA GİYDİRİRKEN, ABD TEKNOLOJİ DEVRİMİ YAPIYORDU”

“ASIL HATAMIZ BU SİSTEME 15 YIL ÖNCE GEÇMEMEKTİ”


Mustafa Şen.

Ak Partili yönetici kimliğiyle bilinse de.

Aslen…

Kamuoyu araştırmacısı….

Eskiden tanırım.

Programlarımda çok ağırladım.

Ortalama siyasetçiden farklı.

Sıra dışı görüşleri var.

Eleştirilse de.

Konuşmaktan imtina etmez…

Sakince söyler.

Ben daha tokalaşıp.

Yerime yeni oturup.

Çayımı beklerken.

O beklemedi.

Daha bir şey sormadan.

“Şu an yüzde 42’deyiz” dedi.


“CUMHURBAŞKANI 52 BANDINDA”

Mustafa Şen diyor ki…

“42 olan Ak Parti”

Yani....

“Cumhur ittifakı olarak 51’iz”

Peki ya Erdoğan.

“Sayın Cumhurbaşkanı yüzde 52 bandında…”

Değişirse tercihler?

“Artık çok dalgalanmaz. Stabil hale geldi”

Kazanırız diyorsunuz yani…

“Şüphesiz… Bunu görüyoruz.”

Şen daha fazlasını da söylüyor…

“Üst sınır da tamamlanmış değil”

Nasıl yani…

“Erdoğan’ın 55’lere kadar tırmanabileceğini görüyoruz….”

Peki Meclis…

Bazı yorumlar var…

Erdoğan kazansa da…

Parlamento’yu kaybeder deniyor…

“Doğru değil”

O zaman Meclis’i de…

“Kesinlikle… İkisini de alacağız”


OYLAR NEDEN DÜŞMÜŞTÜ, NEDEN YÜKSELDİ?

Peki bir hikayesi var mı bu sürecin.

Öngörünüzün.

“Ekonomide sıkıntılar vardı…”

“Bir ara yüzde 40’ların altına düşmüştük. Ama toparladık”

Nasıl oldu bu?

“Birincisi Cumhurbaşkanının küresel liderlik performansı…”

Sonra….

“Sorunların farkında olduğumuzu ve çözeceğimizi vatandaş gördü”

Sorun olduğunu kabul ediyorsunuz yani…

“Şüphesiz”

Başka…

“Altılı masadan bir numara çıkmayacağını anladı herkes”

Çözüm önerileri var ama…

“Onların bir kısmı çözüldü bile…”

Pandemi etkiledi mi?

“Asıl o zaten”


ALTILI MASA ADAYINI ÇIKARDIĞINDA…

Peki diyoruz…

Karşı taraf.

Altılı masa…

Adayını çıkarırsa.

Bu tablo değişir mi…?

Şen kısa cevap veriyor…

“Dalgalanır, durulur”

Yani...

“Vatandaş zaten bizim rakibimiz olarak kimseyi görmüyor”

Ama rakip yok aday olarak.

Çıkarsa?

Çıktığında…

“Zaten anket soruları açık uçlu”

Ne soruyorsunuz?

“Cumhurbaşkanı kim olmalı diye soruyoruz. Erdoğan diyorlar”

Dolayısıyla.

“Değişeceğini sanmıyorum”

Peki.

Devam edelim…


“FİYAT İSTİKRARINI SAĞLAMALIYIZ”

Çözülecek acil sorun var mı?

“Olmaz mı”

Başta….

“Fiyat istikrarı işini halletmemiz gerekiyor…”

Enflasyon peki?

“O zaten düşüş eğiliminde”

Vatandaş hisseder mi?

“Zaten satın alma gücü yükseliyor, yükselecek”

Dar gelirliler peki…

“Onların ezilmesine asla izin vermeyeceğiz…”

Bu kadar şeye para var mı?

“Kasa azalacak normal… Bunun çözümü de üretim, istihdam, ihracat”

Cari açık sorununun çözümü peki…

“Maalesef doğalgaz ve petrolü dışardan aldığımızdan”

Yeni rezervler bulunduğu açıklanıyor…

“Evet artık bulunuyor çok şükür…


“DOĞALGAZIMIZ YOKTU ÇÜNKÜ HAİNİMİZ ÇOKTU”

Eskiden rezerv yok muydu?

Bulunamıyor muydu?

Seçime endeksli rezerv eleştirisi vardı…

“Allahtan korkmak lazım”

“Doğalgaz eskiden yoktu çünkü hain çoktu”

Hain çoktu lafını açmalı mı biraz?

Mesela…

Karadeniz’deki keşif…

Eskiden biliniyor muydu?

Bilinip de çıkartılmıyor mu demek istiyorsunuz?

“Daha önce orası hep 5 mil doğudan fotoğraflanmış”

Yani...

“Doğru yerinden fotoğraflanınca”

Sadece bu mu?

“Hayır tabi ki… iki boyutlu çekmişler… Israrla üç boyutlu istedi dönemin bakanı Berat Albayrak”

Üç boyutlu fotoğraf ve doğru yerden çekim…

Hepsi bundan mı?

Bütün rezervi buna mı borçluyuz?

“Tabi ki değil”

Başka neler?

“Tencere şeklinde rezerv değil bu demişler”

Ne demek o…

“Derin değil, uğraşmayın diyenler olmuş”

Gerçekten derin değil miymiş?

“Olamaz ki. Rezerv plak şeklinde”

O zaman nasıl fizibıl oldu?

“Çünkü tepsi şeklinde bir çok saha keşfedildi”

Bunu herkes farklı yorumlamış…

“Tabi ki… düşünün 25 yıllık ihtiyacımız kadar”

Peki petrol…

“Çıkıyor işte”

Gabar’daki mi…?

“O da var başkası da… cari açık böyle böyle kapancak”

İnşallah...


“KUR NEREYE GİDER BİLİNMEZ”

Adetimdir.

Cevap alamayacağımı bildiğim soruları da sorarım.

Mimik ölçmek için.

Mustafa Şen’e de öyle yaptım.

Eski dostluğumuza da güvenerek.

“Kur nereye gider?” diye sordum….

Cevabı beklediğim gibiydi…

“Kur kendi dinamikleriyle işler”

Yani...

“Bilemeyiz nereye gideceğini. Bilmememiz de gerekir. Bunu dinamik belirler”

KKM engeller yani…

“Bizim koyduğumuz enstrümanlar da o sistemin parçası oldu zaten…”

Hani deniyor ya…

Bir dedikodu.

Muhalif çevrelerden duyuyorum.

Bunlar seçime kadar kuru tutacaklar…

Sonra hooop.

Patlayacak…

“Bunlar palavra… nereden biliyorlar?”

Trend konusunda bir şey söylemek imkansız yani…

“Belki kademe kademe artacak kur… belki yerinde kalacak. Bunu dinamik belirler”

KKM neden getirildi peki?

“Ekonomi yönetiminin enstrümanları manipülasyonlara engel oldu diyebiliriz”

Ama kurun gideceği yer bilinmez diyorsunuz…

“Doğru. Karışmıyoruz. Manipülasyonları önlüyoruz”


“BİZ ŞAPKAYLA UĞRAŞIRKEN…”

Geliyoruz sohbetimizin en can alıcı kısmına.

Ekonomi konuşurken.

Mustafa Şen…

Cep telefonunu gösterdi bana…

“Güzelmiş” dedim..

Güldü….

“Hayır dediğim o değil. Bunu neden biz yapamıyoruz?”

Neden?

“Çünkü biz ezanı yasaklarken, şapka ile uğraşırken, şarkı türkü yasaklarken, ABD Başkanı Roosevelt MIT Rektörü’yle görüşüyordu”

Bu mudur yani…

Cep telefonu mu?

“Hayır tabi ki… Roosevelt o zaman adamı yanına çağırıp teknoloji raporu hazırlamasını istiyordu”

Sonra….

“Sonrası MIT Rektörü o raporu yazarken… biz de ayakkabısı olmayan adamın başında niye şapka yok diye kafasına vuruyorduk”

Yoksa…

“Yoksa telefonu biz yapardık…”


“ERDOĞAN 4-5 SAAT UYUYOR”

“Çok çalışıyoruz” diyor Mustafa Şen…

Hepiniz mi dedim…

“Hepimiz” dedi.

Ak Parti yönetimi mi?

“Evet hepsi”

Hatta bir örnek verdi…

“Bizde en fazla uyuyan 5-6 saat uyur. Cumhurbaşkanımız o kadar da değil…”

Ne kadar?

“O 4-5 saat uyur en fazla”


“ERDOĞAN 400 MİLYON KİŞİYİ AÇLIKTAN KURTARDI”

Şen savaştan bahsediyor.

Etkisini az hissettiğimizi söylüyor.

Hem bizim.

Hem görece dünyanın.

“Mülteciler bizim buraya inmiyor. Batıya gidiyor”

Birinci neden bu.

Peki ikincisi…

“Cumhurbaşkanımızın buğday operasyonu”

Yani...

“Erdoğan bu operasyonu yaparak 400 milyon insanı açlıktan kurtardı… bu beş tane türkiye eder”


AK PARTİ’NİN HATALARI…

Röportajın sonuna yaklaşırken…

O soruyu soracağımı biliyordu.

Ben de sordum…

Hiç mi hatanız yok…

“Yahu olmaz mı? İnsanız biz”

Mesela birisi?

“Keşke bu sisteme 10-15 yıl önce geçseydik”

Ama muhalefet sistemi değiştireceğini söylüyor…

Ucube diyor bu sisteme…

“İşte. Yani”

Yanisi.

Gülüyor.

“Doğru olduğunun işareti”

Peki başka hata var mı…?

“Diğer hatamız… Türkiye Ekonomi Modeli’ne 10-15 yıl önce geçmemiş olmak”

O da eleştiriliyor…

“Onlar eleştirsin… O zaman geçseydik. Türkiye üretim üssüydü bir çok alanda… “HUB” görevi görecektik”

Başka hata var mı?

“Salgında daha az kapanmalı daha çok çalışmalıydık”


KILIÇDAROĞLU’NUN GEZİLERİ…

Ve son soru…

Mustafa Şen teknolojiden söz ediyor…

CHP lideri Kılıçdaroğlu da…

Özellikle teknoloji…

Ve bilişim gezileri yaptığını açıklıyor…

ABD, İngiltere…

Şimdi de Almanya…

Şen’e hatırlatıyorum…

O da Kılıçdaroğlu’na…

“CHP Lideri’ne hatırlatırım. Seçim Türkiye’de yapılacak”

Dış gezi yapmasın mı yani?

“Tekrar söylüyorum. Seçmenler ABD, İngiltere ve Almanya’da değil Türkiye’de olacak”

Son soruydu.

Bitti.

Çay.

Yanına da kabak tatlısı…

Ve biraz siyaset dışı sohbet…

Ama.

Abartmamalı. 

Müsaade istiyorum.

Malum.

Siyasetçinin kapısının önü kalabalıktır.

Zaten herkesin merakı.

Pilavın daha ne kadar su kaldıracağı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder