11 Aralık 2022 Pazar

KONFEDERASYON YOK. TEK YOL TANINMA

 “KONFEDERASYON” ARTIK BİR NOSTALJİ… 

YENİ MOTTO: “YA TANI YA İŞBİRLİĞİ YAP”



KKTC’nin Ankara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu. 

Çok sıcakkanlı bir insan.

İkinci buluşmamız.

İlkinde o gelmişti.

Bu kez ben gittim.

Çay içecektik.

Kahve dedi.

Olur dedim.

Kırk yıllık hatır.

Kardeş ülkenin.

Kardeş büyükelçisi…

Söz konusu KKTC olunca…

Diplomat sıfatını da bir kenara koyduğu oldu.

“Off the record”larımız çok yani…

Zaten yazacaklarım…

Onun söyledikleri değil.

Benim edindiğim izlenimler.

Hadi başlayalım…


“KONFEDERASYON TARİHTE KALDI”

Türkiye ve KKTC yeni bir yola girdi.

Artık tüm politikalar.

KKTC’nin uluslararası tanınması üzerine.

Konfederasyon teklifi nostalji artık.

KKTC ayrı bir devlet olma statüsünü.

Alternatifsiz olarak masaya koydu.

Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) kararı bir dönüm noktası.

Elde edilen “gözlemci statüsü” az şey değil.

Şöyle anlatayım.

Daha önce de benzer durumlar olmuştu.

İslam Konferansı Teşkilatı (İKT) da gözlemci statüsü vermişti.

Ama… 

TDT diyor ki.

Biz bu statüyü “KKTC”’ye verdik.

Oysa İKT’de kullanılan tabir.

“Kıbrıs Türk Devleti” idi…

Arada dağlar kadar fark varmış.

Bilmiyordum…


“TANINMA YOLUNA GİRİLDİ”

KKTC artık tanınma aşamasında.

Kaç vakitte bilinmez.

Kaç ay.

Kaç yıl sürer bilinmez.

Ama tek yol bu.

Önce hangi ülke peki?

Azerbaycan mı?

Pakistan mı?

Size bir şey söyleyeyim…

Benim aldığım izlenim.

Sürpriz bir yerlerden.

Güneyden.

Afrika’dan bile gelebilir ilk tanınma…


GAMBİYA GÖRÜŞMESİ ÖNEMLİ…

Gambiya Devlet Başkan Yardımcısı mesela.

Türkiye’ye gelmişti.

KKTC’ye de geçti.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la görüştü.

Görüşmenin sembolik anlamı var.

Salona bakmak yeterli.

Devlet başkanları konuşurken.

Arkaya iki ülkenin bayrağı asıldı.

Ortak basın toplantısı yapıldı.

Devletler arası bir görüşme yani.

Gambiya bu jesti neden yaptı?

Birincisi.

Türkiye ile iyi ilişkileri var.

İkincisi ise…

Angajmanları diğer ülkelere göre az.

Rumlar ve Yunanlılar onların hayatlarında yer tutmuyor.

AB, Asya ülkeleri gibi değil.

Aslında size bir şey söyleyeyim.

Sahra altı Afrika ülkelerinin çoğu böyle.

Umut verici…


RUMLAR “İŞBİRLİĞİ” TEKLİFİNE CEVAP BİLE VERMİYOR…

Çünkü.

İşbirliği lafına sinir oluyorlar.

İşbirliğinin iki devlet arasında olabileceğini biliyorlar.

Kibirleri öne çıkıyor yani.

Onlar “Güven artırıcı önlem” başlığını seviyorlar.

KKTC ile konuşalım ama.

Tanımadan.

Görmeden.

Duymadan.

Bilmeden….

Sembolizme boğulmuşlar. 

Ama güven artırıcı önlemler...

Tarihte kaldı.

Tıpkı “konfederasyon” gibi.

Üstelik “işbirliği” deyimi.

Yeni dönemin ruhuna uygun.

“Dönemin ruhu” dedim de aklıma geldi.

Bir zaman makinası olsa.

Bugünkü koşullarla.

2004’e geri dönülse.

Annan planı sonrasına.

Ne olurdu?


2004’TEN SONRA BU ROTAYA GİRİLMELİYDİ…

Aldığım izlenim.

2004 sonrasında atılan adım.

Daha farklı olsaydı.

Bugün daha iyi bir yerde olabilirdik.

Demek istediğim.

Annan planı reddedilince.

Türkiye ve KKTC olumlu tavır takınırken.

Rumlar teklifi referandumda reddedip.

Üstüne bir de AB’ye alınınca.

Türkiye ve KKTC.

Tıpkı bugünkü gibi.

“Tek yol tanınma” deseydi.

Başka bir şeyle uğraşmasaydı.

Sürekli.

Bakın biz kabul ettik.

Onlar reddetti diye.

Ortamlarda tekrarlamak yerine.

Başka bir şey denenseydi… 

Yani.

Bugünkü adım.

O gün atılsaydı.

Bugün KKTC.

Türkiye dışında başka bir kaç ülke tarafından.

Tanınmış olabilirdi.

Ama “Zamanın ruhu” var tabi.

“Keşke” dememek gerekiyor…

O zaman öyleydi.

Şimdi böyle.

Hem…

Zararın dönüşü kardır…


RUSYA AYRI BİR YERDE…

Rusya’dan direkt uçak seferleri başlamadı.

Yakında başlar mı?

Evet demek kolay değil.

Uçaklar Türkiye’ye “touch down” yapıp.

Yani tekerlerini değdirip.

Tekrar havalanıp.

KKTC’ye öyle iniyorlar…

Teknik bir şey.

Yapılması zorunluymuş.

Diğer durum.

Yabancı uçaklar sıkıntılı sanırım.

Kktc’ye giderken kime bildiriyorlar?

Anladığım hiç kimseye…

Bu böyle oluyormuş.

Ama…

Rusya KKTC için.

KKTC de Rusya için önemli.

Yerleşik 10 bin Rus var.

Binlerce turist de cabası.

Ama direkt uçuş heyecanına.

Bizi çok kaptırmışlar.

Daha zamanı var.

Üstelik.

Diplomasiye çoklu bakmalı.

Kıbrıs’ı görürken.

Aynı gözlükte, Suriye, Ukrayna.

Belki ABD, AB…

Her şeyi aynı anda süzebilmelisiniz.

Bilmem anlatabildim mi?


HEDEF DİJİTAL GÖÇMENLER…

Diplomasi konuşurken.

KKTC ekonomisini de unutmamalı…

Sadece turistle olmuyor.

Olmaz.

Umutlardan birisi.

Dijital göçmenler.

Böyle bir deyim varmış.

Yani böyle genç insanlar.

Çok farklı ülkelerden.

Dünyanın her yerinde yaşama yeteneğine sahip.

İşlerini internet üzerinden görüyorlar.

Fiziki mekanları önemli değil.

Tek baktıkları.

Yaşanabilir bir ülke.

Çok güçlü internet.

Ulaşım kolaylığı.

KKTC bunun için biçilmiş kaftan.

İnternetleri iyiymiş.

4.5 G seviyesinde.

Ulaşım daha kolaylaşıyor.

Havalimanına yeni terminal bitiyor.

Ülke zaten cennet gibi.

Özellikle kışları…

Bu tarz çalışanlar geldiğinde.

İyi maaş aldıkları.

İyi harcadıkları.

Vergi de ödedikleri için.

Ekonomiye direkt katkıları var.

Yani...

KKTC artık sadece turistlerin eline bakmayacak…


SU HAYAT VERDİ

KKTC su fakiri maalesef.

Kıbrıs’ın dağlardaki karı.

O karın suyu.

Coğrafyanın hikmetiyle.

Rumların tekelinde.

Kar yağan dağlar onların tarafında yani…

Ama Türkiye’den gelen su.

Oyunu biraz değiştirmiş.

Günlük ihtiyaç karşılanmış.

Bir kısmı da.

Tarıma aktarılmış…

Ekonomik katkısı var…

Yıllık 500 milyon lira…

Tarım ürünleri çeşitlenmiş.

Yeni ürünler almaya başlamışlar.

Umut verici.

Ama…

Gerçekçi de olmalı…

KKTC’nin ayakları üzerinde durmasına.

Zaman var…

Üstelik.

Artık kapalı, açık bölge filan da kalmadı.

Yani.

Perspektif ortaya kondu.

Oyun bu kartlarla oynanacak.

Verilecek toprak yok.

Alınacak toprak yok.

Siz yolunuza.

Biz yolumuza.

Statü bu.

Tanırsanız tanırsınız.

Tanımazsanız.

Siz bilirsiniz…

Motto bu…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder