Herkesin hayatı kendine...
Ama kafamı kurcalayan...
"Cinsel tercih" olarak addettikleri...
"Harfsel" çeşitlendirmeye de tabi tuttukları şeyin.
Hayatın normali olarak.
Gözümüze sokulmaya çalışılması...
Artık dijital platformların dizilerinde.
Filmlerinde.
Eşcinsel çiftin olmadığı senaryo yok...
Onlara özenen bizim filmlere de.
Bu tercihe sahip kişileri monte edince.
Daha "entellektüel" gözüküyorsun...
Şimdi diyeceksiniz ki...
Bu tarz tipler toplumda zaten var...
Hatta sanat hayatında.
Televizyonda da...
Doğru evet.
Varlar da...
Eskiden.
Onlar biraz marjinal karakterlerdi...
Roll model olarak gösterilmezler.
"Eğlenceli tipler" diye kodlanırdı.
O dönemlerde.
Öyle "Eşcinsel çift" tanımlaması yapmak filan.
İmkansızdı...
Yıllar ilerledikçe...
Artık iş.
Bir beyin inşa etme sürecine girdi.
Sanki bir şey dayatılıyor...
Peki neden?
Nedenini daha iyi anlamak adına...
Biraz gerilere gidelim.
1950-60'lı yılların Amerikan filmlerine bakın.
Aile ve toplum konusunda...
Ne kadar muhafazakar olduklarını.
Toplumun "iki cins" olarak resmedildiğini görürsünüz...
1980'li yılların Hollywood filmlerinde ise...
Eşcinseller biraz biraz görünür olmuşlardı.
Ama az önce yazdığım.
Eğlenceli, komik ve marjinal tiplemeye dahillerdi.
Esasen...
Kendileri de bu "espriye konu" durumu normal karşılıyorlardı...
Ne zaman ki...
2000'lere geldik...
Batının hakim düşüncesi...
"Tartışılamaz" ve "Kutsal" bir LGBT dayatmasına girişti...
Adamlar eğitim sistemlerine bile bu "üçüncü cins"i monte ettiler...
Çocukların izlediği.
Çizgi filmlerde ve animasyonlarda bile.
Bunların sembollerini kullanmaya başladılar...
Bazı ülkeler onlara "evlilik" hakkı verdiler!
Uluslararası toplantılarda...
"Toplumsal cinsiyet eşitliği" ifadesini dayattılar...
Bu duruma mırın kırın edenleri de...
Marjinalize ettiler...
Putin ve Ahmedinecad gibi...
"Otoriter ve batı karşıtı" olarak resmettikleri siyasetçilerin...
LGBT karşıtı tutumlarını da...
Üstüne basarak not ettiler...
Böylelikle...
Otoriterlik ve eşcinsellik karşıtlığını...
Sanki "yanlış" düşünce sistematiğinin.
Birbirini besleyen unsurları gibi...
Kafalardaki alt metne nakşettiler...
Bu düşünce mühendislerine göre.
"Üçüncü cins"e karşı olmak.
"Modern" dünyanın tersine yol inşa etmekti...
Üstelik bu politikaları.
Paket program haline getirip.
Tüm insanlığa dayatmaya kalktılar...
Bir ölçüde etkili olduklarını da itiraf etmeliyiz...
Şöyle ki...
Bizdeki bazı yerel yöneticiler bile...
Artık çekinmeden...
LGBT etkinliklerini desteklemeye başladılar...
Bir kısım siyasetçiler ve gazeteciler...
Hiç çekinmeden.
"Üçüncü cins" oldukları öne sürülenlerin.
Evlilik yaparak!
Evlat da edinerek...
"Aile" kurma hakkı edinmesini dillendirirken...
Bu tarz talepleri toplumun gündemine taşımak için.
"Onur yürüyüşü" dedikleri etkinliğin.
Uluslarası nizam tarafından da desteklenmesini.
Teşvik edip alkışlamak.
Burada yazamayacağım.
Garip sahneleri normal hale getirip...
Propaganda yapılmasına izin vermek...
Sosyal medya profillerine.
Diploma törenlerine bile...
"Gökkuşağı bayrağı" enjekte etmek.
Üstelik...
Sırf siyasi muarızının sinir uçlarıyla oynamak...
Ve bu ithal düşünceyle uyumlu hale gelmek için.
Sırtlarının.
Sesi yüksek çıkan uluslararası lobiler tarafından...
Sıvazlanması adına...
LGBT prapagandasına katılanlar...
Bir yandan bize de sirayet eden...
Özellikle siyaseten marjinalize...
Anarşist konumda bulunanlarla...
Terör örgütünün siyasi uzantısı haline gelenlerin...
Kendilerine bu kompartmandan yer ayırtmalarını.
Anlamak zor değil aslında...
Esasen yine söylüyorum.
Kim ne hayat yaşarsa yaşasın...
Bize ne!
Ama bir yandan da...
Topluma biçim vermeye çalışanları da.
Anlamak istiyoruz...
Tam da bu yüzden.
Merak ediyorum...
Müesses nizam dedikleri.
Bu tür dalgalanmaları ayarlayan güçlerin...
Bu dayatmayı.
Neden gözümüzün içine sokmaya.
Aşırı derecede normalleştirmeye.
Her yerde eşcinsel çiftleri teşvik etmeye.
Şarkı yarışmalarını bile.
Ailecek izlenemez hale getirmeye...
Mini etekli sakallı tipleri.
Gündelik hayatın parçası gibi göstermeye çalışıyorlar...
Bazı iddialar var tabi...
"Nüfusu azaltmaya çalışıyorlar" gibi.
Ya da...
Aile kavramını yok etmeyi amaçladıklarını filan.
Şüphesiz bu tezleri kanıtlamak imkansız...
Ama "cinsel tercih dayatması" yapanların.
"Aman canım herkes özgür olsun ne çıkar bundan" filan diye düşündüklerini de.
İnsan haklarına aşırı duyarlı oldukları için.
Bu "hassasiyeti" gösterdiklerini de sanmıyorum...
Öyle olsalar...
Eşcinsellerle omuz omuza yaşamak istedikleri kadar...
Müslümanlarla.
Göçmenlerle de bir arada olmak isterler...
Yabancı karşıtlığı.
Ve faşizme de savrulmazlardı...
Eşcinsel olmak istedikleri kadar...
Afrikalı, Kızılderili, İranlı filan olmak da isterlerdi...
Peki bunlar...
LGBT işine neden bu kadar meraklılar sizce?
Ya da...
Bizdeki "LGBT liberalleri"nin...
Gerçek anlamda bütün "insan cinsleri"ne...
Onların hayat görüşlerine filan...
Aynı ölçüde hoşgörülü olduğunu düşünüyor muyuz?
Ben düşünmüyorum...
Bu nedenle...
LGBT lobilerinden çekinmeyen.
Tamamen objektif.
Sosyolog ve bilim adamlarının.
Bu iş üzerinde çalışmalarını.
Bu dayatmayı akademik olarak bize açıklamalarını isterdim.
Sizce de bu konu.
İdeolojik yönlendirmelerin ötesinde...
Perde arkasını merak etmeyi gerektirmiyor mu?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder